Dalak, karnın sol tarafında , mide ile diyafram ar...
Reflü, mide asidinin yemek borusuna kaçması ile oluşan bir rahatsızlıktır. Tıp dilinde gastroözofagial reflü ismi ile de tanılanmaktadır. Toplumda görülme sıklığı tam olarak bilinmemektedir, ancak pek çok insanın hayatının bir döneminde yaşadığı gözlemlenmektedir. Kadınlar ve erkekler arasında görülme olasılığı arasında pek bir fark bulunmamaktadır. Yemek yendikten sonra hazımsızlık, ekşime, yemek borusunda yanma ve ağza gelen mide asidi ile tanımlanmaktadır. Reflü hastalarda geçici olarak görülürken bazılarında sürekli olarak devam etmektedir. Kendi kendine geçtiği durumlarda görülebilmektedir.
Reflü tarafından oluşan şikayetler ise oldukça rahatsız edicidir. Mide asidinin yemek borusuna kaçması yemek borusunda hasar oluşmasına neden olabilmektedir. Göğsün arka kısmında ise yanma oluşmaktadır. Tam nedeni bilinmemekle birlikte yemeklerden ortalama yarım saat sonra rahatsızlıklar oluşmaya başlamaktadır.
Bunun yanında ağza gıdalar ve acı su da gelmektedir. Genelde yemeklerden sonra oluşan bu durum oldukça rahatsız edicidir. Sık rastlanan bir hastalık olduğu gözlemlenmektedir. Toplumumuzda ise %20 oranında görülmektedir. Kadınlarda ve erkeklerde görülme sıklığı eşittir.
Normalde mide içeriğinde yer alan asit ve safra yemek borusuna kaçmamaktadır. Mide ile yemek borusu arasında fizyolojik kapakçık bulunmaktadır. Bu kapakçık yemeklerin mideye girmesine izin vermekte ama çıkmasını engellemektedir. Böylelikle yiyecekler yemek borusuna yeniden gitmemektedir. Ancak reflü hastalarında mide içeriğinde bulunan gıdalar yeniden yemek borusuna kaçmakta ve hastayı oldukça rahatsız etmektedir.
Reflü Belirtileri Nelerdir?
Oldukça sık karşılaştığımız bu hastalığın yakınmaları nelerdir.
Bunları Şöyle Sıralayabiliriz:
- Göğüste, özellikle göğüs kemiğinin arkasında yanma hissi
- Ağza acı su gelmesi ( özellikle öne eğildiğimizde, ince yastıkta ya da yastıksız yattığımızda )
- Genizde sık tekrarlayan yanmalar
- Yemek yerken boğazda oluşan düğümlenme ve yutma zorluğu hissi
- Ses ve ses telleri problemleri
- Sık tekrarlayan farenjit
Şimdi de olası bir reflü hastalığını tedavi etmediğimizde nelerle karşılaşabiliriz onları irdeleyelim.
Gerek okuduğumuz yayınlarda, gerekse internette yaptığımız araştırmalarda bu hastalık ile ilgili karşımıza çıkan ek bilgi kanser bağlantısıdır. En başta belirtmek isterim ki, çok uzun reflü yakınması devam eden hastalarda yemek borusunun alt ucunda devamlı tahriş sonucu oluşan bazı yaralar Barret Özofagusu adını verdiğimiz hastalığa yol açabilir. Barret Özofagusun kanser öncesi bir lezyon olması, halk arasında ve tıpta reflü ile yemek borusu kanseri arasında ilişki kurulmasına neden olmaktadır. Bu oldukça ender görülen komplikasyona kadar, reflünün neden olduğu, hayatın konforunu bozan çok ciddi ve sık rastlanan hastalıklar vardır. Bunlar, oluşan yaralardan kanama ve delinmeler ile devamlı iyileşip açılan yaraların oluşturduğu sert dokuya bağlı darlıklardır. Bu saydığım olayların sonunda yemek borusunun kısalmasına bile tanık olabiliriz.
Erkeklerde, kadınlara göre 3 kat daha sık görülen bu hastalığın tanınabilmesi için endoskopi, mide-yemek borusu grafiği, basınç ve plt ölçümlerine ihtiyaç vardır.
Reflü Neden Olur?
Reflü neden olur? Reflü hastalığında yemek borusunun uzun bir süre ve fazla miktarda asidik içerik ile temas etmesi söz konusudur. Yemek borusunun asidik içerik ile teması hasar oluşmasına yol açmaktadır. Mide ile yemek borusu arasında bulunan kapakçık normalde yemek borusundan mideye yemek geçmesine izin vermektedir. Ancak mideden geri yemek borusuna gelmesini engellemektedir. Kapakçığın gevşemesi ile gıdalar mideden kolayca yemek borusuna kaçmaktadır. Hemen her yaştan ve her cinsiyetten insanda görülmekte olan bir sorundur.
Reflüden Korunmak İçin Nelere Dikkat Edilmelidir?
Reflüden korunmak için nelere dikkat edilmelidir? Beslenme ve yaşama şeklinde bazı değişimlerin yapılması reflü sorununu azaltmakta veya ortadan kaldırmaktadır. Dikkat edilmesi gereken durumlar şu şekilde sıralanmaktadır:
- Kilo kontrolünün sağlanması
- Yağlı, baharatlı yiyeceklerden uzak durulması, gazlı içecekler içilmemesi
- Öğünler daha küçük olacak şekilde tüketilmesi
- Sigara ve alkolden uzak durulması
- Mideyi sıkmayacak bol ve rahat giysiler tercih edilmesi
- Glutensiz beslenmeye dikkat edilmelisi
- Yemek yedikten hemen sonra uzanılmaması önerilmektedir. Uzanmak için ortalama 3 saat geçmelidir.
- Yüksek yastık kullanılması önerilmektedir. Böylelikle yatarken mide asidinin yukarı çıkması engellenmektedir.
Reflü Hastaları Nasıl Beslenmelidir?
Reflü hastaları nasıl beslenmelidir? Reflü hastaları beslenmelerine dikkat ederek oluşabilecek şikayetlerin azalmasını sağlayabilmektedir. Yüksek lifli gıdaların tüketilmesi önerilmektedir. Çünkü uzun süre tokluk hissi vermektedir. Ayrıca mide ekşimesi oluşmasını da engellemektedir. Besinlerde bulunan asit seviyeleri reflüyü doğrudan etkileyebilmektedir. Gazlı, baharatlı, yağlı gıdalardan mümkün olduğunda uzak durulması önerilmektedir. Böylelikle rahatlama sağlanabilmektedir.
Reflü Teşhisi Nasıl Konulur?
Reflü teşhisi nasıl konulur? Yemeklerin ağza gelmesi ve yanma hissi vermesi ile oldukça rahatsız edici olan reflü pek çok insanda görülebilmektedir. Belirtileri arasında geğirti, hıçkırık, bulantı, kusma, yanma hissi, yemeklerin ağza gelmesi görülebilmektedir. Hastanın şikayetleri dinlendikten sonra teşhis için bazı tanı yöntemleri uygulanmaktadır. Reflü testleri arasında ilk olarak baryum özafagus mide duedonum grafisi bulunmaktadır. Bir diğer test ise gastroskopidir. Özefagus manometrisi ve PH metre yine teşhis için uygulanmaktadır.
Reflü Tedavisi Nasıl Olur? Reflü Nasıl Geçer?
Reflü tedavisi nasıl olur? Reflü tedavisi için en önemli nokta yaşam tarzının değiştirilmesidir. Pek çok insan hayatında değişim yaparak ve yediklerine dikkat ederek reflüden kurtulabilmektedir. Ayrıca bununla birlikte ilaç tedavisi de uygulanmaktadır. Ancak bazı hastalarda bu yöntemler işe yaramamaktadır ve cerrahi müdahale yapılması gerekmektedir. Ameliyat ile mide ve yemek borusu arasında bulunan kapak güçlendirilmektedir. Eğer bulunuyorsa bu ameliyat esnasında mide fıtığı da onarılmaktadır.
Cerrahi yönteme geçmeden önce bir süre yaşam tarzı değişimi ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Bu esnada hastanın fazla kilolarından kurtulması gerekmektedir. Çünkü fazla kilolar reflü oluşmasını kolaylaştırmaktadır. Ayrıca mideyi sıkacak giysilerden kaçınması, sigarayı bırakması, baharatlı yiyeceklerden uzaklaşması, yağlı yemeklerden, domates salçadan, alkolden, çikolatadan, soğandan, sarımsaktan, kahveden uzak durması gerekmektedir. Daha sağlıklı ve gazsız içecekler tüketmesi önerilmektedir. Uzun bir süre bu uygulama devam ettikten sonra birçok kişide reflü azalmaktadır. Azalma göstermediği takdirde cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır.
Tedavide Yapmamız Gerekenleri 3 Aşamada Gösterebiliriz:
- Mevcut şikayetleri ortadan kaldırmak
- Yemek borusundaki iltihabı ve yaraları tedavi etmek
- Tekrarlamasını ve komplikasyonu önlemek
Bu 3 seçeneği de gerçekleştirmenin tek nedeni mideden yemek borusuna olan geri akımı önlemektir.
Bunun için öncelikle yaşam tarzımızı değiştirmemiz gerekir.
- Sigarayı bırakmalıyız. Sigara mide asidinin daha fazla salgılanmasına yol açarken, diğer yandan hem mide ile yemek borusu arasındaki kasların gevşemesine, hem de midenin kendi ürettiği aside karşı geliştirdiği koruyucu mekanizmanın azalmasına neden olmaktadır. İtalya ‘da yapılan bir araştırmada yalnızca sigarayı bırakmanın ülser ilaçlarına oranla, yemek borusu ve midede oluşan yaraların iyileşmesine çok daha fazla fayda sağladığı gösterilmiştir.Lütfen sigarayı bırakınız!
- Gazlı ve asitli içeceklerden kaçınmalıyız. Bunları olabildiğince az tüketmeliyiz.
- Fazla kilolarımızdan kurtulmalıyız.
- Yatmadan önce en az 2, ortalama 3-4 saat yemek yememeliyiz.
- Yattığımızda düz yatmak yerine, yastıkla başımızı ve boynumuzu bir miktar yüksekte tutarak uyumalıyız.
- Alkol, yağlı ve baharatlı gıdalar mide asidini arttırdığı için bunlardan olabildiğince uzak durmalıyız.
- Kafeinli gıda, içecek ve çay tüketimimizi azaltmalıyız.
Evet, bu saydığım ve hayat tarzımızı değiştireceğine inandığım önlemlerden sonra doktorların neler yaptığına kısaca göz atalım.
Hekimlerin öncelikli tercihi tıbbi tedavidir. Bunun için mide asidini azaltan, hepimizin, bilinçli veya bilinçsiz olarak sıklıkla kullandığı ilaçları doğru olan tarzda yani doktorların önerdiği şekilde kullanmalıyız. Ayrıca yemek borusundan mideye akımı kolaylaştıran ilaçlar ile mide sıvısının üzerinde tabaka oluşturan, emilen ve çiğnenen ilaçlar da yine doktorların gösterdiği şekilde kullanılmalıdır.
Ayrıca, midede helikobakter adını verdiğimiz mikrobun varlığı tetkiklerle araştırılıp, varsa bunun da tedavisinin yapılması mutlaka gereklidir.
Eğer, komplikasyon oluşmuşsa veya tıbbi tedaviye rağmen şikayetlerimiz geçmiyorsa, cerrahi tedavi dediğimiz ameliyat ile tedavi uygulanmalıdır. Bu yöntemde, laparaskopik ( kapalı ) veya açık cerrahi yöntemle, mide ile yemek borusu arasındaki, mideden yemek borusuna geri kaçışı engelleyen, basınç yapılan farklı tekniklerle yeniden oluşturulmaktadır.
Yurt dışına göre ülkemizde cerrahi tedavi seçeneği daha az kullanılmaktadır. Bunda halkımızın ve doktorların cerrahi yöntemlere olan soğuk bakışının etkisi vardır. Ama tıbbi tedavinin işe yaramadığı hallerde özellikle laparaskopik cerrahi teknikleri hızla tedavi seçeneği olarak alanını genişletmektedir.
Reflü Gündelik Yaşam Üzerindeki Etkisi
Reflü gündelik yaşam üzerindeki etkisi bulunmaktadır ve uzun süre devam ettiği takdirde bireyin yaşam kalitesini düşürmektedir. Hastanın yanma hissi yaşaması oldukça rahatsız edici hale gelmekte ve başka bir şey ile ilgilenmesini engellemektedir. Ayrıca hastanın istediği gibi yemek yiyebilmesi kısıtlanmaktadır. Reflü hayat tarzında değişim ve ilaç tedavisi ile engellenebilmektedir. Bazen cerrahi yöntemlere de başvurulduğu görülmektedir. Ancak uzun süre devam eden reflü, hastada ses kısıklığı, gıcık öksürüğü, nefes darlığı, diş çürüğü, yutak yangısı oluşturabilmektedir. Hastanın üzerinde olumsuz bir etki yaratmakta ve diğer organlara da zarar verebilmektedir. Bu nedenle uzun süre beklemeden muayene edilmesi ve duruma göre bir tedavi uygulanması gerekmektedir.
Asıl olanın, hastalığı tedavi etmekten çok hasta olmamak olduğunu bilen insanlar olarak unutmayalım ki, her iki kişiden birinin reflüyle karşılaştığını bilerek hayat tarzımızı doğru yönde değiştirmek en ideal seçenektir. Çünkü sağlığımız önce kendimize sonra doktorlara emanettir.
Sağlıkla kalın
Dr. Berkhan Savaşçın
Peptik Ülser hakkında bilgi almak için İlgili linke tıklayabilirsiniz.
İlgili link: https://www.berkhansavascin.com.tr/peptik-ulser
Reflü hastalığınınn tedavisi, beslenme ve yaşam şeklinin değiştirilmesi ile mümkündür. Reflü rahatsızlığı ilaç tedavisine de çoğunlukla olumlu yanıt verir. Ayrıca hastalık tedavisinde endoskopik ve cerrahi işlemler de uygulanabilir. Reflü pek çok farklı hastalığa da sebep olabilmektedir. Örneğin kronik faranjit hastalığının en sık görülen nedenlerinden biri reflü hastalığıdır. Bunun yanı sıra midedeki sıvıların yukarı çıkarak soluk borusuna kaçması ve akciğerlere karışması durumunda uzun vadede reflü, akciğer hastalıkları ya da astıma da sebep olabilir. Reflü rahatsızlığında yatılan yastığı yükseltmek yerini yatağın başını 30- 45 cm yükseltmek daha iyi sonuç verebilir. Yemek sonrası karın bölgesindeki basıncı artıran hareketler yapılmamalıdır. Eğilme ve doğrulmaya sebep olacak fiziksel hareketler için bir süre beklenilmelidir. Bel bölgesini sıkan giysiler giyilmemelidir. Boğaz ya da diğer adı ile ses reflüsü, midede üretilen asidin yemek borusundan yukarı çıkarak boğaza yükselmesi durumudur. Belirtiler arasında boğaz ağrısı ve tahriş durumundaki gırtlak (ses kutusu) hissi sayılabilir.. Tedaviler çoğunlukla yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Reflü hastalığında tedavi öncelikle ilaç tedavisi ile başlar. Bu ilaç gruplarından ilki mide asidini yok eder böylece yukarıya asit içermeyen gıdalar yükseleceğinden reflü şikayetleri kaybolur. Diğer ilaç çeşidi ise şurup formundaki ilaçlardır. Bu şuruplar içildiğinde mide içeriğinin üzerinde kalır, böylece yukarıya öncelikle o sıvı çıkar. Reflü hastalığı asit, safra ve mukustan oluşan mide salgılarının yemek borusu veya ağıza kadar yükselmesidir. Günümüzde reflü hastalığı tedavisi için kullanılan en iyi ilaçlar proton pompası inhibitörü (PPİ) adı verilen ilaçlardır (halk arasında bu ilaçlar mide koruyucu ilaçlar olarak bilinmektedir). Mideden yükselen asit yemek borusuna kadar çıkar, safra, pankreas veya ince bağırsak içeriği; bazı durumlarda yenilen gıdaları da içerecek biçimde kaçması sonucu ortaya çıkan şikayetler gastroözofageal reflü yani bağırsak reflüsü hastalığı olarak isimlendirilir. Reflü problemine karşı en iyi çözümlerden biri su içmektir. Ama sakın yemek sırasında su içilmemelidir aksi halde mide şişer. Bu da reflüyü tetikleyebilir. Çok sıcak ve çok soğuk içecekler reflüyü tetikler. Bu yüzden sıcak su içilmesi reflü tedavisinde tavsiye edilmez. Reflü Hastalığı Nasıl Geçer?
Reflü Nelere Sebep Olur?
Reflüyü Hemen Ne Geçirir?
Ses Reflüsü Nedir?
Reflü Atağını Ne Geçirir?
Asit Reflü Ne Demek?
En İyi Reflü İlacı Hangisi?
Bağırsak Reflüsü Belirtileri
Bol Su İçmek Reflüye İyi Gelir mi?
Sıcak Su İçmek Reflüye İyi Gelir mi?