Meme kanserine karşı alınacak en temel önlem düzenli takiptir. Takibe ne zaman başlanacağı, kişinin birinci derece yakınlarında meme kanseri olup olmamasına bağlıdır; eğer anne, teyze veya abla gibi yakınlarda varsa, takip 30’lu yaşlarda başlatılmalıdır. Düzenli takip yalnızca mamografi ile sınırlı olmamalı, üçlü bir yöntem uygulanmalıdır: genel cerrah tarafından yapılan meme muayenesi, ultrason değerlendirmesi ve 40 yaş üstü bireylerde belirli aralıklarla mamografi ile birlikte gerekirse manyetik rezonans (MR) görüntülemesi. Meme kanseri riski olmayan bireylerde dahi kontroller aksatılmamalıdır; kistik yapılar veya iyi huylu kitleler bulunması, takibi aksatma gerekçesi değildir. Ayda bir yapılan kendi kendine muayene, memeyi parmak hafızasına kazımak ve normal dışı değişiklikleri fark etmek açısından hayati öneme sahiptir. Muayeneyi doğru şekilde yapmak için önce ayna karşısında genel görünüm değerlendirilir, ardından yatarak her iki meme, kol başın altına alınarak sistemli şekilde elle muayene edilir. Elimize herhangi bir kitle gelirse, bunun iyi ya da kötü olduğunu kendimiz veya sosyal medya üzerinden değerlendirmek yerine, mutlaka bir genel cerraha başvurulmalıdır. Menopoz sonrası hormonal tedaviler ve kullanılan bazı ilaçların meme kanseri riskini artırabileceği bilinmelidir; bu nedenle hormon veya ilaç kullanımında genel cerrah ve kadın doğum uzmanlarının ortak kararıyla hareket edilmelidir. Düzenli ve doğru takip, meme kanserlerinin hayatı tehdit eden yönlerinden korunmak için yeterli ve etkili bir yöntemdir.